Bazı otomobil tutkunları, araç tasarımlarının çok fazla benzemeye başladığını, “tasarımcılığın öldüğünü” söylüyorlar. Peki bu tartışmada kim haklı? Şirketler, kolaya kaçmak için mi benzer tasarımlar seçiyor, yoksa geçerli nedenleri var mı?
Otomobil dünyası yıllardır çok hareketli. Türkiye’deki koşullar araç almayı zorlaştırmış olsa da şirketler durmuyor ve yeni yeni modellerle karşımıza çıkmaya devam ediyorlar. Ancak son dönemlerde sıklıkla tartışılan bir mevzu var. Öyle ki piyasaya sürülen yeni arabaların, genel anlamda aynı tasarımlara sahip olduğu söylenip duruyor. Hatta bazıları, bu durumu “tasarımcılık öldü” olarak nitelendiriyorlar.
Bu haberimizde, otomobillerin neden birbirlerine benzediklerini masaya yatıracağız. Sektör, savunulduğu gibi tasarımcılık öldüğü için mi benzer tasarımlar kullanıyor yoksa bunun altında yatan bazı geçerli nedenler mi var? Gelin başlayalım.
Evet, otomobil tasarımları birbirlerine fazlasıyla benziyor!
Eğer otomotiv dünyasını yakında takip ediyorsanız, yukarıda yer alan ve otomobil tasarımlarının benzerliğini ön plana çıkaran resmi mutlaka görmüşsünüzdür. Dikkatli bakacak olursanız; yukarıda Hyundai, Honda, Porsche, Audi, Mercedes Benz ve Volvo gibi markalara ait crossover modellerini tespit edebilirsiniz. Yani evet, otomobil tasarımları birbirlerine fazlasıyla benziyor.
Hiçbir marka, tamamen keyfi nedenlerle benzer tasarımlar kullanmıyor!
Otomobil tasarımları birbirlerine benziyor olsa da “tasarımcılık öldü” demek, sektöre büyük bir haksızlık olur. Neden mi? Çünkü otomotiv endüstrisi, mühendislik üzerine kuruludur. Tonla hesap yapılır, bu hesaplar aracın teknik detaylarını belirler. Bununla birlikte; her otomobilin belirli güvenlik testlerini başarılı bir şekilde geçmesi gerekir. Aksi takdirde piyasaya sürülemez. Bu noktada uluslararası düzenlemeler bulunmaktadır.
Tasarımın özgünleşmesi demek, aerodinamiğin yok sayılması demektir.
Tüm otomobillerin tasarımı, aerodinamik hesaplara göre yapılmaktadır. Mühendisler, aracın en iyi konforu sunarken en verimli şekilde çalışması için aerodinamik hesapları yaparlar. Yapılan çalışmalar, en basit örnekle ön cam açısı için belirli sonuçlar ortaya koymuştur. Şöyle düşünün, ön cam açısı 90 derece olan otomobil de üretilebilir. Ancak bunun yapılması, mühendislik hesaplarının yok sayılması anlamına gelecek, aracın verimini düşürecektir. İşin bir de boyut sınırı var. Neticede SUV veya hatchback boyutlarında crossover olmaz. Bu mantığa aykırıdır.
Bu kadar ortak özellik varken, tasarım nasıl değişecek?
Bugün piyasada gördüğünüz tüm otomobiller, aslında aynı teknik detaylara sahipler. Tüm modeller aks, motor, fren sistemi, bagaj gibi bölümlere sahipler. Aslında tasarımların benzer olmasının bir diğer nedeni de bu. Tasarımcı akstan vazgeçebilir mi? Ya da motoru olmayan bir otomobil mümkün olabilir mi?
Tasarımlar, genel yapıdan ziyade far ve ızgara gibi bölümlerde özgünleşiyorlar!
*2022 Mercedes-Benz GLA
En dış katmanı matematiksel hesaplara göre oluşturan tasarımcılar, sonraki süreçte ise markanın genel tasarım diline yoğunlaşıyorlar. Bu bağlamda, örneğin yukarıda gördüğünüz Mercedes-Benz GLA’da marka ile bütünleşen far ve ızgara tasarımını görüyorsunuz. Aşağıda göreceğiniz Mazda CX-5’te ise yine markanın kendine has tasarım detayları bulunuyor. Daha geniş özetleyecek olursak, bir marka daha keskin hatlara yer verirken bir diğeri ise yumuşak hatlar tercih ediyor. Kimisi ince şerit LED far takarken, diğeri daha geleneksel halojen far kullanıyor.
Sosyal medya sık sık gördüğünüz o resimdeki otomobillerin kaçını doğru tespit edeceksiniz?
Haberimizin sonunda, sosyal medyada sıklıkla paylaşılan o resme geri dönelim. Aşağıya iki resim bırakacağız. Bu resimlerden biri modelleri sıralayacak, diğerinde ise hangi markalara ait oldukları gösterilecek. Bakalım kaçını doğru bileceksiniz. Sonucu bizimle paylaşmayı unutmayın.
Benzer tasarımlara sahip bazı otomobillerin kamuflajlı halleri:
Cevaplar:
Not: Fotoğrafları yeni sekmede açıp, daha büyük boyutlu olarak görebilirsiniz.