Değişen veya boyalı parçası olan araçlar, Avrupa başta olmak üzere dünyanın birçok noktasında değer kazanırken, neden bizde değer kaybına sebep oluyor?
İkinci el otomobil ararken hepimizin beklentileri farklı oluyor. Model yılı, fiyatı, kilometresi ve arabadan beklediğimiz özellikleri kafamızda oturttuktan sonra, dikkatimizi daha farklı faktörlere çevirmeye başlıyoruz.
Bunlardan birisi ise aracın kaporta durumu oluyor. Bazı kişiler “boyasız araba” ararken, bazıları ise “değişen olmasın, bana yeter” olarak düşünüyor. Her iki senaryoda da aracın değerinin değiştiğini görüyoruz. Peki, bunun temelinde yatan sebep ne?
Eline boya tabancası alan herkesin usta olması.
Boyalı parçanın değer kaybetmesine sebep olan aslında yapılan işçiliğin kalitesi ve güven sorunudur. Örneğin, yetkili serviste yapılan bir boya işçiliğinde hem aracın boya rengi tutacaktır hem de orijinaline sadık kalarak onarım yapılacaktır. Bu şekilde yapılan boyama işlemlerinde, değer kaybetmemesi gerekse bile araba minimum seviyede değer kaybedecektir.
Diğer bir yandan, kötü bir boya atölyesi tarafından yapılan işçilikte renk uyumu olmaması, trim parçalarının sökülürken tırnaklarının kırılması gibi sebepler; aracın estetik bütünlüğüne zarar vererek arabada ciddi değer kaybına sebep olmaktadır. Bundan dolayı aracın parçalarının sadece boyalı olması değil, aynı zamanda nasıl boyandığı da son derece önemlidir.
Küçük bir çizik mi, yoksa gizli bir ağır hasar mı?
Her değişene sahip olan aracın büyük bir kazaya karışmış olduğunu veya her lokal boyalı aracın küçük bir kazaya karışmış olduğunu düşünmek çok büyük bir yanlıştır. Bir araba “hatasız, boyasız, değişensiz” şeklinde ilanlanmış olsa bile, araba alttan aldığı mekanik hasarla hava yastıklarını açmış olabilir. Bu yüzden yapılan kazaya dair detaylı görseller ve tadilat faturası ciddi önem taşır.
Bazı durumlarda, araba küçük bir kaza geçirdikten sonra onarılması için yetkili servise götürüldüğünde, servis değiştirmeden düzeltilebilecek bir hasarı, kendi standartlarını karşılamayacağı için değiştirme yoluna gidebilir. Bu durumda, küçük bir hasara sahip araba, değişen parçaya sahip olacaktır.
Peki, hasar kayıtlı olunca ne fark ediyor?
Hasar kaydı, aracın bugüne kadar geçirdiği belgelenen tüm kazalarının tarihleri, onarım ücretleri vb. bilgilerine ulaşabildiğimiz bir hizmettir. Araba kazaya karışır ve sigorta veya kasko yoluyla onarım yapılırsa, hasar kaydı olarak aracın siciline işlenir. Hasar kaydı olan araba, kazaya karıştığı için değeri düşecektir; ayrıca aracın hasar kaydının oranına göre kasko fiyatı da yükselecektir.
Arabasında değer kaybı yaşamak istemeyen kişiler bazen karıştıkları kazaların maliyetini ceplerinden karşılarlar ve bu hasar kaydına işlemez. Bu sebeptendir ki hasar kayıtsız araba kazasız arabadır diye düşünmek yanlıştır.
Hazır lafı açılmışken, hasar kaydında tarihlere de dikkat etmeyi unutmamak gerek. 2015’te sıfır alındığı fiyatı 30.000 TL olan bir araba, 2 ay sonra karıştığı kazada 15.000 TL değerinde hasar kaydına sahip olabilir. Bugüne baktığınızda 15.000 TL kulağa çok yüksek bir fiyat gibi gelmese bile, aracın sıfır fiyatının yarısı kadar tadilat yapıldığını görebiliyoruz. Bu sebeple sadece hasarın sadece bedeli değil, tarihi de önemli.
Almadan önce satmayı düşünmemiz.
Bir araba almadan önce, “Acaba ben bu aracı satarken zorluk yaşar mıyım?” düşüncesiyle hareket edildiğinden dolayı, kusuru az olan aracın alıcı sayısı daha fazla oluyor.
Bu durumu şöyle örneklendirebiliriz: Aynı aracı arayan 3000 alıcıya göz atarsak; 1500 kişi boyasız, 750 kişi önemsiz yerlerde birkaç parça boya olabilir, 750 kişi değişensiz ve sadece 250 kişi komple boyalı araba aramaktadır. Bu sebepten dolayı insanlar, daha rahat elden çıkarabilmek için hatasız arabalara daha fazla para ödemeyi tercih ediyor.
Herkesin gördüğü, bizim göremediğimiz ne?
Tercihlerin değişmesi için çok uzaklara gitmemize gerek yok. Hemen yanımızdaki yavru vatan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti‘nde durumlar bir hayli farklı. Bizde boya ve değişen bir takıntı haline gelirken, onlarda ise durum tam tersi.
Arabalar zaman içinde çizik, göçük ve güneş yanığı gibi birçok kusura sahip oluyor. Araba satın almayı düşünen kişiler ise bu kusurlara sahip arabalara orijinal gözüyle değil, arabada boya masrafı var gözüyle bakıyor.
Değişene gelecek olursak: İşçiliğin pahalı olması, yeni parçanın daha ucuza gelmesi ve onarılacak parçanın eski, değiştirilen parçanın ise yeni olması; yani bir nevi aracın o kısmının yenilenmesi sebebiyle neredeyse kimse böyle bir takıntıya sahip değil.
Peki, araba alırken sizlere önerilerimiz neler?
Arabaların sadece kaportadan oluştuğu yanılgısını bir kenara bırakmalısınız. Bildiğiniz üzere ülkemizde birçok aracın kendisi ve yedek parçası ithal olarak gelmekte ve her geçen gün fiyatları yükselmekte.
Alacağınız araçta mekanik problemler ciddi seviyede cebinizi yakabilir. Beğendiğiniz arabalardan biri boyasız, diğeri iki parça boyalı ise fiyat olarak makul ve mekanik olarak size en az masraf açacak olanı seçmelisiniz.
Ayrıca boyasız araba denildiğinde, birçok insan yaptıkları küçük veya büyük kazaları onarmayarak aracının değer kaybetmediğini savunsa bile, sonuç olarak bu durum araçta değer kaybına sebep olacaktır.