Mercedes-Benz tarafından ilk kez 1950’li yıllarda üretilen 300 SL modeli, bir yarış arabası olarak piyasaya çıkmış olmasına rağmen sonraki yıllarda kullanıcıların spor araba deneyimini benzersiz hale getiren ikonik bir otomobil haline geldi. Kanat biçiminde açılan unutulmaz kapılara sahip Mercedes 300 SL modelinin tarihine gelin yakından bakalım.
Sıkı bir araba tutkunu olmasanız bile eminiz efsane otomobiller denilince aklınıza gelen ilk modellerden bir tanesi Mercedes 300 SL olacaktır. Çünkü Mercedes-Benz tarafından 1950’li yıllarda üretilmeye başlayan Mercedes 300 SL modeli, ilk önce bir yarış arabası olarak piste çıktı ama daha sonra kullanıcıların spor araba ihtiyacını karşılamak ve benzersiz bir deneyim sunmak için aramıza karıştı.
Mercedes 300 SL modelini bugün hâlâ bir efsane olarak anmamızın en önemli nedenlerinden bir tanesi, ona karakteristik özelliğini kazandıran kanat şeklinde açılan kapılarıydı. Yüksek performansa sahip motoru ile birleşen zarif hatları ise ona sanki gelecekten gelmiş gibi bir hava katıyordu. En iyisi gelin Mercedes 300 SL modelinin dünden bugüne tarihi hakkındaki ilginç bilgilere yakından bakalım.
Efsane otomobil Mercedes 300 SL hakkında ilginç bilgiler:
- Bir yarış arabası olarak pistlerde tozu dumana kattı.
- Mercedes 300 SL, Maximilian Hoffman sayesinde yollara çıktı.
- Kapıları kanat gibi açılan model gerçekten de uçuyor gibi görünüyordu.
- Tek bir kalıptan çıkmış gibi görünen Mercedes 300 SL hem hafif hem de dayanıklıydı.
- Mercedes 300 SL farklı vites oranı versiyonlarıyla sunuldu.
- İçi süslü değildi ama sağlam bir konfora sahipti.
- Mercedes 300 SL, yalnızca kullananların anlayacağı bir sürüş deneyimi sunuyordu.
- Yüzyılın Spor Otomobili Mercedes 300 SL.
Bir yarış arabası olarak pistlerde tozu dumana kattı:
1950’li yıllara girdiğimizde Mercedes-Benz firması, otomobil yarışı dünyasında geri planda kalmıştı. Çalışmaları hızlandıran mühendisler, W 194 motora sahip ilk Mercedes 300 SL modelini ürettiler ve bu otomobil ilk kez Bern’de yapılan Grand Prix’de piste çıktı. Le Mans 24 saat yarışında ise muhteşem bir performansa imza atarak rüştünü ispatladı.
Nürburgring pistinde de başarılı bir performans sergileyen Mercedes 300 SL, Meksika’da yapılan Carrera Panamericana’da zafer kazandı. Mercedes 300 SL’in art arda bu kadar başarılı performans göstermesi sonrası Mercedes-Benz tıpkı İkinci Dünya Savaşı öncesinde olduğu gibi yeniden otomobil yarışı dünyasını domine eden bir konuma gelmiş oldu.
Mercedes 300 SL, Maximilian Hoffman sayesinde yollara çıktı:
Mercedes 300 SL’in performansını gören dönemin ünlü otomobil ithalatçısı Maximilian Hoffman, zengin müşterilerinin bu arabaya bayılacağını fark etti. Hemen Mercedes-Benz yönetim kurulu ile görüşen Hoffman, Mercedes 300 SL’in şehir içi versiyonu için onları ikna etti.
Artık yola çıkmak için hazır hale gelen Mercedes 300 SL ilk kez 1954 yılında New York’ta yapılan Uluslararası Motor Sporları Fuarı’nda tanıtıldı. 1400 adet üretilen bu modelin yüzde 80’i Amerika Birleşik Devletleri’nde satılmıştır. İşte bu da Maximilian Hoffman’ın başarısıdır.
Kapıları kanat gibi açılan model gerçekten de uçuyor gibi görünüyordu:
Mercedes 300 SL’i gerçek bir efsaneye dönüştüren en önemli özelliklerinin başında martı kanadı olarak adlandırılan, kanat biçiminde açılan kapıları geliyor. Bu aslında yalnızca onu süslemek için yapılan bir dokunuş değildi. Modelin tüm tasarım yapısı, bu kanat kapılar üzerinden şekillendi. Zaten alüminyum kaplaması nedeniyle bildiğimiz anlamda kapı takmak neredeyse imkansızdı. Yan görünüşünü hiç bozmadan eklenen kapı kolu, teleskopik bir yayı tetikleyerek kapının yukarı açılmasını sağladı. Böylece gerçekten de Mercedes 300 SL uçuyor gibi görünüyordu.
Tek bir kalıptan çıkmış gibi görünen Mercedes 300 SL hem hafif hem de dayanıklıydı:
Mercedes 300 SL tasarımının her bir noktası, sürtünmeyi en aza indirmek amacıyla geliştirildi. Süslemeden uzak sade tasarım uzaktan bakınca sanki tek bir kalıptan çıkmış gibi görünüyordu. Tabii bu bir spor araba olduğu için hafif ama dayanıklı olması gerekiyordu ve bu nedenle hafif gövdesini sağlamlaştırmak için üçgen şeklinde bir boru kaynağı yapıldı. Mercedes 300 SL her şeyiyle birlikte yalnızca 1295 kilogram ağırlığa sahipti. Eğer alüminyum kaplamaları çıkartmak isterseniz araç 80 kilogram hafifliyordu.
Mercedes 300 SL farklı vites oranı versiyonlarıyla sunuldu:
Mercedes 300 SL teknik sistemi, Mercedes 300 sedanın geliştirilmiş halidir. Karbüratör, yönlendirmeli enjeksiyon sistemi ile değiştirilerek güç 158 kW’a çıkarılmıştı. Müşterilere beş farklı vites oranı seçeneği sunuluyordu. Standart 1:3.64 hızlı ilk hızlanma sağlıyor ve saatte 235 kilometre hız kapasitesi sunuyordu. 1:3.89 ve 1:4.11 oranlarında ilk hızlanma daha da hızlıydı ama 1:3,42 azami hız sunuyordu. 1:3,25 ise saatte 260 kilometre hız kapasitesi ile geliyordu. O dönem Mercedes 300 SL, 100 kilometrede yaklaşık 15 litre benzin tüketiyordu. İsteyen kullanıcıların 100 litrelik benzin deposu 130 litrelik ile değiştiriliyordu.
İçi süslü değildi ama sağlam bir konfora sahipti:
Kabul edelim günümüzdeki otomobillerin iç tasarımında çok fazla detaya boğuluyoruz ve farkında bile olmadan ihtiyacımız olmayan şeylerle çevriliyoruz. Mercedes 300 SL modelinde ise böyle bir şey yoktu. Standart üçgen kareli gelen kumaşlar deriyle değiştirilebiliyor ve kırmızı, lacivert, siyah gibi renk seçenekleri ekleniyordu.
Mercedes 300 SL modelinin konforu sunduğu alan ise sürücü ön koltuğuydu. Sonuçta bu bir spor arabaydı ve uzun aile gezileri için değil, sürücünün tek başına yaşayacağı keyifli bir sürüş deneyimi için tasarlanmıştı. Ergonomik açıdan iyileştirilmiş olan koltuğa oturan sürücü sanki ona özel dikilmiş bir takım elbise giyer gibi kolayca pedallara ve direksiyona ulaşıyordu. Net bir görüş sağlayan gösterge paneli, görüş merkezinde yer alıyordu.
Mercedes 300 SL, yalnızca kullananların anlayacağı bir sürüş deneyimi sunuyordu:
215 hp güç üreten motor, 1300 kilogram ağırlığındaki bu otomobili kelimenin tam anlamıyla uçuruyordu. Arka aks destekli vites oranını seçenler, bu hızı daha iyi hissediyorlardı. Tork her hızda en doğru çekme gücünü verirken süspansiyon sayesinde araç yola tam anlamıyla sarılıyordu. Mercedes 300 SL kullananlar onu; hassas sürüş özellikleri ile sürücünün gereksiz enerji harcamasını önleyen yüksek hızlı bir gezi otomobili olarak tanımlıyorlar. Bir sürücü daha ne ister?
Yüzyılın Spor Otomobili Mercedes 300 SL:
Mercedes 300 SL’in 1954 yılında başlayan yolculuğu 1963 yılına kadar sürdü. O tarihten sonra yerini 230 SL, daha sonra ise 280 SL aldı. 2009 yılında halefi olarak SLS AMG piyasaya çıktı. Daha sonra yerini AMG GT aldı ama onun da 2016 yılında GT R versiyonu çıktı. Hepsinin atası olan Mercedes 300 SL ise 1999 yılında Yüzyılın Spor Otomobili seçilerek 20. yüzyılın gerçek efsanesi olarak adını tarihe altın harflerle yazdırdı.
1950’li yıllarda piyasaya çıkan bir dönemin efsane spor otomobili Mercedes 300 SL modelinin dünden bugüne tarihi hakkında ilginç bilgilerden bahsettik. Mercedes 300 SL modelini beğeniyor musunuz? Düşüncelerinizi yorumlarda paylaşabilirsiniz