Aslında günümüz araçları, tahmin edemediğimiz derecede harikulade mühendisliklerle doludur ve bunların çoğunun pek de farkına varmayız. Tıpkı araçlarımızın ön camlarının altındaki, bu dairesel girinti veya çıkıntılar gibi.
Bu anlam veremediğimiz şeyler bazen daireseldir bazen yüzeye yapışır bazen ise yüzeyle aynı hizada olur. Araçlara göre şekilleri farklılık gösterir ancak muhakkak oradadırlar.
Peki bu girinti veya çıkıntılar nedir ve ne işe yarar?
Genellikle bu dairesel girinti veya çıkıntılar, aslında güneş yükü sensörleridir.
Sıklıkla çıkarılabilir bir plakaya, hoparlör ızgarasına veya buz çözücü havalandırma deliğine monte edilir. Yine gün ışığına maruz kalma farklılıklarına uyum sağlamak için büyük oranda gösterge panelinin her iki yanında bulunur.
Peki “Neden başka yerde değil de araçların ön camının altındalar?” diye sorarsanız bunun amacı, aracın içine ne kadar güneş ışığı girdiğini tespit etmektir. Ayrıca güneş yükü sensörü, iklim kontrol sisteminin bir parçasıdır.
Yine bu sensör, güneş ışığının yoğunluğunu takip eder.
Ayrıca güneşli günlerde sürücü ve yolcuların konfor düzeyini arttırmak için ısıtma, havalandırma ve iklimlendirme kontrolünü ayarlar.
Hatta parlak güneş koşulları, fan hızının artmasına ve soğutmayı iyileştirmek için kapıların açılmasına bile sebep olabilir.
Öte yandan bu sensörler, ışık enerjisini duyarlı aktif devre elemanlarından olan fotodiyotu kullanarak çalışır.
Foton radyasyonunu dönüştüren yarı iletken bir diyot, aynı zamanda kızılötesine, X ışınlarına ve gama ışınlarına duyarlı olabilir. Fakat ışık yoğunluğu arttıkça diyotun direnci de artar ve nihayetinde sensörden, aracın dahili izleme sistemlerine daha az volt ulaşır.
Özetle güneş yükü sensörlerinin araçların ön camlarının altına eklenmesi tesadüf değildir. Ayrıca eğer bu sensörler olmasaydı, aracınız 2 kat daha fazla ısı emebilirdi ve bunun sonucunda aracınızda çeşitli problemlerle karşılaşmanız kaçınılmaz olurdu.