Özellikle Mika Hakkinen ve Kimi Raikkonen gibi isimleri kadrosunda bulundurduğu, Mercedes ile iş birliği yaptığı yıllarda gümüş rengi otomobillerle hafızalara kazınan McLaren, neden turuncuya geçti?
Formula 1’in köklü ekiplerinden McLaren, 2017 yılında “papaya turuncusu” adı verilen bir turuncuya geçtiğinde bazı taraftarların kafasını da karıştırmıştı. 7 yıllık sürenin ardından pek çok Formula 1 tutkunu hâlâ takımın neden böyle bir karar verdiğini anlayabilmiş değil. Bazı kişiler bu durumun nedenini sponsorlara bağlıyor olsa da işin aslı oldukça farklı.
Gelin, birlikte siyah-beyaz televizyonlarda öne çıkma çabalarından ülke bayraklarına çeşitli nedenlerle renk değiştirip duran McLaren’in bugünkü rengine nasıl kavuştuğunu, arabanın zaman içerisinde nasıl bukalemun gibi renk değiştirdiğini beraber görelim. Kemerlerinizi bağlayın, başlıyoruz.
Aslında ilk McLaren’lar da turuncu değildi.
Formula 1’de âdettendir, ilk yarışta otomobiller, takım hangi ülkeden ise o ülkenin renkleriyle, hatta mümkünse bayrağı ile yarışır. Takımın kurucusu olan Bruce McLaren da bir Yeni Zelandalı olduğu için ilk otomobil, beyaz üzerine yeşil şeritliydi (Ülkenin bayrağı yeşil beyaz değil ama arması öyle).
Ertesi sene de takım renk değiştirip tek renk bir tasarıma geçmişti. Seçtikleri renk ise kırmızıydı. Çok kısa bir sürede takım bu karardan vazgeçti çünkü insanların aklına kırmızı ve Formula 1 denildiğinde başka bir takım geliyordu, sizin de aklınıza gelen takım yani.
1968 yılına geldiğimizde turuncu kaplamaları ilk defa görmüştük. Rakiplerinden kolayca ayrıştırılmak isteyen Bruce McLaren bu renge geçmelerini istemişti. Her ne kadar renk ikonikleşse de McLaren önce 1971’de -o dönemki sponsorunun da etkisiyle- beyaz ağırlıklı bir araca geçti, sonrasında da 1997’ye kadar, arada istisna birkaç yarış hariç kırmızı beyaz bir otomobille pistlerdeki yerini aldı.
96 yılında araçların renkleri bir kez daha değişti.
Schumacher-Hakkinen rekabetinin kızıştığı yıllarda McLaren, önce aracı tamamen turuncu hâle getirdi. Bir sonraki yıl olan 1997‘de ise McLaren Mercedes olarak mücadele eden takım, grili-siyahlı bir kaplama ile pistlerde karşımıza çıktı.
Bu dönemde üst üste iki de şampiyonluk aldılar. Sonrasında kaplama çok değişmedi ancak griyi daha kromatik hâle getirdiler. Daha sonra da araç önce koyu gri oldu, en sonunda da turuncuya geri dönüldü.
Peki neden papaya turuncusu?
Bu rengin seçilmesinin temelinde üç farklı neden yer alıyor. Bunlardan ilki ve en önemlisi, araçların fark edilebilmesini sağlamak. Burada sadece yarışları canlı izleyen insanların fark etmesi amaçlanmıyordu. Televizyonlar da o dönemde siyah beyazdı. O yüzden de farklı bir tona sahip olmak, griler arasında öne çıkmayı sağlıyordu.
İkinci amaç ise otomobillerin rakiplerin aynasında daha büyük gözükmesini sağlamaktı. Formula 1’de, yüksek hızda yarışırken aynada rakiplerin daha yakın olması, öndeki araçlara baskı oluşturuyor. Önde olduklarında da geçmesi daha zormuş gibi görünüyorlar.
Üçüncü sebep ise elbette pazarlama. Can-Am serilerine bir saygı duruşu olarak papaya turuncusunu seçen McLaren, her yarış kazandığındda ABD’deki satışlarını da artırıyordu. Bu yüzden de McLaren, kendisine özel bir ton olarak papaya turuncusu seçti.