Saab deyince aklınıza ne geliyor? Saab otomobilleri, dayanıklılıkları ve kendine özgü tasarımlarıyla biliniyor. Ancak bu efsanevi markanın yeni modellerini neden yollarda göremiyoruz?
Havacılık mühendisliği kökenli bu İsveç markası, yıllarca otomobil dünyasında adından sıkça söz ettirdi.
Yaptığı yenilikler ve farklı tasarımlarla öne çıkan Saab’ın hikâyesindeki detaylar neler?
Saab, 1937’de havacılık ve savunma sanayinde faaliyet göstermek üzere kuruldu.
İkinci Dünya Savaşı sonrasında, şirketin geleceğini güvence altına almak amacıyla otomobil üretimine geçildi. İlk otomobil modeli olan Saab 92, 1949 yılında piyasaya sürüldü. Bu model, havacılık mühendisliğinin etkisiyle aerodinamik tasarımı ve sağlam yapısıyla dikkat çekti.
Saab 92, yenilikçi özellikleri ve güvenlik konusundaki titizliğiyle dönemin diğer otomobillerinden ayrılıyordu ve Amerika başta olmak üzere pek çok ülkenin dikkatini çekmişti.
Saab otomobilleri, özellikle dayanıklılık ve güvenlik konusundaki ünleriyle biliniyor.
Marka, güvenlik standartlarını yükseltmek için sürekli yenilikler yaptı. Saab 99 modeli, 1968’de piyasaya sürüldüğünde, çarpışma testi geçiren ilk otomobillerden biriydi. Ayrıca turboşarj teknolojisinin yaygınlaşmasında da öncülük etti. Saab 900 Turbo ise performansı ve sağlamlığıyla efsane hâline geldi.
Başka yerde bulamayacağınız bir bilgiyi daha verelim. Saab, arabalarının sağlamlığına o kadar güveniyordu ki aracı pert edenleri “Bunu nasıl başardınız?” diye arıyordu. Bunun örneklerinden biri de Türkiye’de bulunuyor.
2009’da ismini vermek istemediğimiz bir iş insanına gelen telefon Saab’tandı. Arabayı pert etmeyi beceren 9. kişiydi. Firmanın ise merak konusu bunun nasıl olduğu yönündeydi çünkü dayanıklılıkta dünya markası hâline gelmişlerdi.
Yeni ve başkalarında olmayan özellikleri vardı.
1969’da arabaların genel tasarımında değişikliğe gittiler ve kontak anahtarını ön koltukların arasına koydular. Çarpışmalar sırasında dizin anahtara çarpması sebebiyle oluşan ciddi kalıcı diz yaralanmalarını azaltmak amacıyla çoğu arabadaki gibi direksiyon simidinin arkası yerine vites kolunun yakınına konuldu.
1971’de üretimlerine ısıtmalı ön koltukları dahil ettiler ve dünyada ilk kez standart olarak takıldı. Yine aynı yıl darbeyi emen, kendi kendini onaran tamponu geliştiren de Saab oldu.
Saab 9-5 ise 2003’te piyasaya sürüldü ve araçtaki ön emniyet kemeri tokaları koltuklara monte edilmişti, üst bağlantılar ayarlanabiliyordu. Emniyet kemerinin sürücü ile uyumu arttırılmıştı. Çarpışma durumunda gevşekliği azaltmak için ön emniyet kemerlerine gerdiriciler takılmıştı.
1990’lara gelindiğinde, borsa çöküşüyle Saab finansal zorluklarla karşılaşmaya başladı.
General Motors (GM), 1990’da Saab’ın yüzde 50 hissesini satın aldı ve 2000’de tamamen devraldı. Ancak bu dönemde Saab’ın marka kimliği zarar gördü ve finansal problemler çözülemedi. Yıllık yaklaşık 125 bin adet otomobil satan Saab, 2009’da sadece 20.791 adet araç satmıştı.
Kayıplar devam etti ve 2010’da Saab, Hollandalı otomobil üreticisi Spyker tarafından satın alındı. Ancak bu da uzun soluklu bir çözüm olmadı ve şirket 2011’de iflas etti.
Saab’ın iflasının ardından, NEVS (National Electric Vehicle Sweden) şirketi Saab’ı devraldı ve elektrikli otomobil üretmeyi planladı. Ancak bu girişim de beklenen başarıyı yakalayamadı ve üretim tamamen durduruldu. Saab markası, 2014’te mahkeme kararıyla sona erdirildi.
Saab efsanesi yollarda kalmaya devam ediyor.
Farklı modelleriyle onlarca dünya rekoru kıran Saab, bugün artık yeni modeller üretmiyor olabilir ancak bu efsanevi marka hâlâ birçok kişinin kalbinde yaşıyor. İkinci el pazarında Saab otomobilleri, dayanıklılıkları ve güvenilirlikleri nedeniyle hâlâ büyük ilgi görüyor. Saab sahipleri, bu araçları âdeta bir tutku ve sadakatle kullanmaya devam ediyor.
Kim bilir, belki bir gün Saab ruhu yeniden canlanır ve yolları tekrar bu özel otomobiller süsler.